commas,,,, until something stirs,,,,

hesaplaşma(k) üzerine

insanlarla olan iletişimimdeki eleştiri ve yargı mekanizmalarını birkaç gündür tekrar gözden geçiriyorum.

zamanında o kadar öfkeli ve sivri bir mizaç inşa etmiştim ki kendime, kişisel hayatımda ifade edemediğim tüm öfkeyi sosyal medya platformlarında karşıma çıkan şeylere kusuyordum. bana bir atak yaptığını fark ettiğim kim varsa, onları yerle bir etmek üzerine bir strateji geliştirmiştim. bunun yanında, başkalarının atak yaptığı insanları korumak ve diğerlerini yıldırana kadar üstlerine gitmek gibi bir tutum içindeydim.

bu tutumumla çok uzun zaman önce hesaplaştım. hatta yargı atışmalarına girdiğim bazı tanıdıklarımla helalleştim. illa böyle bir adım atılması gerektiğini söylemiyorum. ancak kişi, kendi zihninde, evrensel etik çerçevesinde hata gördükleriyle yüzleşip, zihninde hata yaptığını düşündüğü kişilerle helalleşirse ve kendini bu helalleşme sonrası düzeltmeye söz verirse, bunun vicdanın devreye girmesi ve kişinin saflaşmasıyla ilgili olduğunu düşünüyorum.

özellikle belirtmek isterim ki, başkalarına bile isteye zarar vermek gibi uç örnekleri bu değerlendirmeye dahil etmiyorum.

bir tartışmada edilmemesi gereken bir laf etmişsinizdir. o an kendinizi haklı görmüşsünüzdür. bu durum doğru hissettirmiştir. tartışmanın bitmesini istemek ya da bir adım önde olmak gibi farklı motivasyonlarla kendi kendinize bir lojik geliştirmişsinizdir. fakat bir süre sonra, belki bir gün, bir ay ya da bir yıl sonra, aklınıza aynı deneyim gelir ve “ne gerek varmış ya” dersiniz. işte böyle bir hesaplaşmadan bahsediyorum.

böyle bir hesaplaşma, kişinin büyümesi, hayatının rayına oturması, kendini denetim altında tutabilmesi, iradesini kuvvetlendirmesi açısından çok kıymetli. bu süreç, yanlışlarının farkına varmayı, yanlışlarına tutunmamayı ve affetmek ile affedilmek kavramları üzerine yeniden düşünmeyi içeriyor. bu bağlamda yeni çıkarımlar ve yeni çıktılar edinmek de kişinin yolculuğunu zenginleştiriyor.

hatta, bu tür hesaplaşmanın kişinin vicdanını saflaştırdığı ve dolayısıyla kendisini de saflaştırdığı fikrine kadar ileri gidebilirim.

bununla birlikte, üzerinde el sıkışılmış, geri dönüşü olmayan hataların insanların değişim süreçlerine büyük bir ket vurduğunu düşünmeden edemiyorum. tekrar etme ihtiyacı hissediyorum: evrensel etiğe uymayan davranışlar, özellikle başkalarına zarar vermek niyetiyle hareket etmek gibi durumlar bu değerlendirmelerin tamamen dışında tutulmalı.

bu ve benzer konular hakkında iddialı konuşmanın bir faydasını göremiyorum. kelimelerin dikkatle seçilmesi ve anlatılmak istenenin özenle aktarılması gerektiğini düşünüyorum.

bu arada, artık blog postları ayda bir yapmayı planlıyorum. daha çok düşünerek yazmak istediğimi keşfediyorum. her gün birkaç yüz kelime yazmak ve bir ay boyunca birikmiş bir yığını birkaç günde düzenleyip paylaşmak. bu beni daha iyi hissettirdi.

belki araştırmalar, altı çizilmesi gerekenler, ille de zihnimden geçenleri olduğu gibi paylaşmak değil, onun için, çok şükür, x var.

herkese iyi seneler.