imza hücresi ve diğerleri
geçtiğimiz hafta sonu, sevgili üstadım seda bağcan’ın “imza hücresi şifası birinci seviye eğitimi”nde, artık ben de bir eğitmen olduğum için, asistan olarak bulundum. birçok son derece kuvvetli şifacının el almasına tanık oldum, ben de el verme onuruna eriştim.
detaylara inmeden evvel, bu el verme olayını, diğer isimleriyle inisiyasyon veya erginlenme, biraz kendi cümlelerimle açmak istiyorum.
elbette birçok şekilde anlatılabilir, eski hayata ölmek ve yeni hayata doğmak, ki bu yeni hayat kişinin olması gerektiği kişi olmasına sıçramasıdır, yeni bir bilginin alınması ve içselleştirmeye başlanması süreci, zaten titreşimlerden oluşan atomlardan oluşan insan bedeninin, ki bu bedenler (en az) dört tanedir ve fiziksel beden bunların içinden titreşimi en düşük veya en az süptil olanıdır (diğerleri duygusal, zihinsel ve ruhsal bedenler), öyle ki insan bir bedendir ve bir ruhu vardır önermesinin tam tersini düşünmek gerekir, insan (sonsuz ve sınırsız) bir ruhtur ve bu ruhun bir bedeni vardır (veya zamana endeksli bedenleri olur) çünkü ruhun isteği deneyimlemektir ve deneyimlemektir ve deneyimlemektir, insan canlısının bu (en az) dört bedeninin oluşturduğu bir matris (evet, filmdeki hikaye benzeri) vardır, inisiyason bu matrisin gelişmesi, derinleşmesi, büyümesi, yükselmesidir, gibi. tüm bu bilgilerin yanında, el verme, erginlenme, inisiyasyon bir teknolojidir. tarihteki tüm teknoloji, insanın zaten yapabildiklerinden yola çıkarak keşfedilegelmiştir.
tüm bu süreci, cloud teknolojisine benzetiyorum: fotoğraflarınızı telefonunuzla çekiyorsunuz, ve fotoğraflar telefonda, cloud’a yükleyebilir ve istediğiniz herkese erişim verebilirsiniz. şifre de koyabilirsiniz ve böylece sadece şifresi olanlar giriş yapabilir, girmesini istemedikleriniz de girememiş olur. her bilgi sistemi, tam da buna benzer şekilde, cloud’daki bir dosyanın içinde duruyor, bu dosyalara erişimi olan kişiler olageliyor, bu kişiler bu dosyalara erişmek isteyenlerle şifreleri paylaşıyor ve bu kişiler de bu dosyalara erişebilir, dosyaların içindeki bilgileri okuyabilir, kullanabilir oluyor.
tüm bilgi, zamansız ve mekansız. zamansız ve mekansız bilgiye, tıpkı cloud’a erişir gibi, el alma teknolojisiyle giriş izni aldığınız kanaldan erişebiliyorsunuz (hafızanın da böyle çalıştığını düşünüyorum, başka bir zamanın konusu olsun).
şifa konusuna da tekrar, naçizane, açıklık getireyim, tek kelime: denge. şifa, “birinin” marifetiyle bir başkasını “düzeltmesi” asla değil, en azından benim için ve benim öğrendiğim kadarıyla durum bu. şifa, az önce bahsettiğim erişim izinleriyle, zamansız ve mekansız bilgiye erişim izni, bir başkasının, bir mekanın, bir topluluğun, doğanın, dünyanın, evrenin dengeye gelmesi adına, dengesini hatırlaması adına, ki bu denge “en mükemmel hal” bilgisi, bir “yayın” yapmak. bu kadar. olur da “şifaya kanal olmak” diye bir şey duyarsanız, işte.
çoğu kültürde, çoğu tarihte, özellikle uzak doğu kültüründe, kendi bedeninin (bedenlerinin) enerjisini toplayarak, çoğaltarak, kullanarak, bu enerjiyi bir başkasına, başkalarına, mekanlara, durumlara aktararak (çoğu zaman) hizmet etme bilinci de yok değil. benim öğrendiğim, öğrenmek istediğim bir şey değil, bildiğim ve deneyimlediğim bir şey olarak kaldı. “şifaya kanal olmak” ile ters düştüğü noktada, şifaya kanal olan şifacının “kendinden karşısına, ortama hiçbir şey vermemesi ve karşısından, ortamdan hiçbir şey almaması” ve sadece, mükemmel bir saflıkla, şifaya, veya erişim izni olduğu bilgiye, aracı olması, kendi üzerinden akmasına izin vermesi, gibi. öyle ki, böyle bir yemin de ediyor, bilgiyi bu şekilde mühürlüyoruz.
şimdi, tüm bunlar mambo jambo gelmeye devam ediyor olabilir ve hiç ikna olmamış olabilirsiniz. mümkün. bu yüzden şunları da eklemek ve konuyu iyice basitleştirmek istiyorum: insan canlısının, tüm sözleri, evren için, emir. el almak, inisiyasyon, erginlenme, insana en çok bunu hatırlatıyor, diye düşünüyorum. “başta söz vardı” hikayesindeki söz üzerine tekrar düşünmenin ehemmiyetini vurgulamak için doğru bir an olduğunu düşünüyorum.
kısaca, imza hücresi, insanın en mükemmel halinin bilgisini barındırdığı söylenen bir yapı. imza hücresi şifası ise, tüm bedenlere, fiziksel bedendeki tüm hücrelere, bu barınan bilgiyi hatırlatan bir yöntem. bu mükemmel hal, aklınıza nasıl geliyorsa, en sağlıklı, en rahat, en neşeli, en güvenli, en bereketli, en en en... yaşamı en “olması gerektiği gibi” yaşamayı sağlayan bir araç, bir kısayol. bu bilginin erişim anahtarı, kahu fred sterling tarafından insanlığa armağan ediliyor, kendisi aynı isimli bir kitap da yazıyor ve tanıtım bülteni de şöyle diyor:
“imza hücresi şifası, kadim lemurya’da uygulanan ve bugün büyük değişime, yani dördüncü boyuta geçişe hazırlık amacıyla yüksek boyutlardan insanlığa büyük bir yardım olarak sunulan enerjisel bir şifa yöntemidir. öncülüğünü fred sterling’in yaptığı ve bugün tüm dünyada binlerce kişi tarafından başarıyla uygulanan ve mucizevi sonuçlar sağlayan bu yöntem bu kitapta anlaşılabilir ve herkes tarafından uygulanabilir bir biçimde anlatılmakta ve fotoğraflarla gösterilmektedir. bu yöntemin felsefesi ve teknikleri bilimsel bilgi ve spiritüel anlayışla da desteklenmektedir.
imza hücresi şifası: beyindeki epifiz salgı bezinin içindeki tanrı hücresi de denen imza hücresini aktive ederek şifa sürecini başlatır. bu hücrenin yeniden uyanışı fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal bedenlerde ideal sağlığa ve dengeye ulaşmayı sağlar. çok-boyutlu düzeylerde çalışan bu enerjiyle dört beden iyileştiğinde mucizeler meydana gelir.
bedenin bilimini ruhun bilinciyle birleştiren, değişim ve dönüşüm yaratan ve asıl sevgi halimize geri dönmemizi sağlayan çok güçlü bir şifa yöntemidir. dna ipliklerini aktive eder, hücresel bilinci dönüştürür, bedenin titreşimini yükseltir, dengeli ve kendi merkezinizde kalmanıza yardımcı olur. aydınlanma yolunda büyük bir gelişim sağlar. sayesinde yaşamın karmaşasına boyun eğmez, hayatınızdaki zorluklarla güçlü bir biçimde başa çıkabilirsiniz. tekâmülsel bir şifa yöntemi olarak, korkudan sevgiye ve sevgiden ışığa doğru olan bir şifa yolculuğudur. evrensel bir yaşam iksiridir. onun dönüştürücü simyasıyla her şey mümkündür ve bu simyanın bir sınırı yoktur.”
seda bağcan ise, eğitim programı metninde, imza hücresini şöyle anlatıyor:
“beyin epifizinde bulunan imza hücresine enerjiyi odaklayarak yapılan bir şifa türüdür. imza hücresi, mükemmel hücresel yapımızı ve orjinal mavi kopyamızı barındıran bir hücredir. bu hücrenin uyandırılması mükemmel sağlığımıza bir geri dönüş olduğu gibi fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal vücutlarımız arasındaki dengeyi kurmamıza yardımcı olur.
bu terapi ile pek çok hastalığın iyileşmesi yanında, beyinsel fonksiyonlarda ve sağ ve sol loblarının kullanım bölgelerinde ciddi bir artış gözlemlenmektedir.
“lemurya bilgileri”ni zamanımıza taşıyan, büyük değişim (great shift) adlı kitabın yazarı, fred sterling tarafından dünyaya yayılmış bir öğreti olan imza hücresi şifası çok etkili bir şifa türü olup korkunun olmadığı eterik vücudumuzun uyanmasına ve 5 duyunun ötesine geçmemize yardımcı olur. sevginin evrensel gücü hastalığın titreşimsel yapısını kırarak manyetik oluşumunu ışığa geri döndürür. tüm bu gerçekliklerin farkında olan imza hücresi şifası uygulayıcısı hastalığın titreşimsel yapısını mükemmelliğe uyumlar ve şifa gerçekleşir.
fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal bedenlerin dengesi ve şifası, yaşam yolunun açılması, kendine ve başkalarına şifaya kanal olmak.”
önümüzdeki hafta, konuyu, süreci, şifayı ve olasılıkları biraz daha detaylandırdığım bir içerik hazırlayacağım. rudolf steiner’in “tecrübe bize bir şeyin nasıl olduğunu öğretse de, başka türlü olabileceğini öğretmez.” alıntısını bu açıdan çok kıymetli görüyorum, “şifa” (işin ekseriyası), veya yeni bilgi, daha büyük olasılıkları meydana çıkarıyor, gibi hissediyorum.
tabii, imza hücresi şifası deneyimlemek isteyenler, bana her zaman ulaşabilir.